Bebeklerde alerji, bağışıklık sisteminin zararsız maddelere aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkar. Gıda, polen, toz veya hayvan tüyleri gibi etkenler bebeklerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Ciltte kızarıklık, kaşıntı ve sindirim sistemi şikayetleri en sık görülen belirtiler arasındadır.
Alerjinin ay ay belirtileri farklılık gösterebilir. İlk aylarda cilt döküntüleri ve gaz problemleri öne çıkarken, ilerleyen aylarda burun akıntısı, öksürük ve solunum sıkıntısı daha belirgin olabilir. Bu farklılıkların bilinmesi, erken tanı ve tedavi açısından önem taşır.
Bebeklerde gıda alerjileri özellikle inek sütü proteini ve yumurta gibi besinlerle ilişkilidir. Katı gıdalara geçiş döneminde yeni besinlerin tek tek ve dikkatle denenmesi gerekir. Olası reaksiyonlarda ailelerin hızlı şekilde doktora başvurması önerilir.
Alerji tedavisi, alerjenlerden uzak durma ve doktorun uygun gördüğü ilaçların kullanımı ile sağlanır. Düzenli takip, bağışıklık sisteminin gelişimini izleme ve olası komplikasyonları önleme açısından gereklidir. Böylece bebekte yaşam kalitesi korunabilir.
Nedenler | Gıda alerjileri (inek sütü, yumurta, yer fıstığı, soya, buğday vb.), solunum yoluyla alınan alerjenler (polen, ev tozu akarı, hayvan tüyü), deriyle temas eden maddeler (sabun, deterjan, bazı kumaşlar), ailede alerji öyküsü |
Belirtiler | Ciltte döküntü, kaşıntı, kızarıklık, kurdeşen (ürtiker), yüzde veya vücutta şişlik, burun akıntısı ve tıkanıklık, gözde sulanma ve kaşıntı, tekrarlayan öksürük, nefes darlığı, hırıltı, kusma, ishal, kanlı dışkı, huzursuzluk |
Risk Faktörleri | Ailede alerji, astım veya atopik hastalık öyküsü, prematürite, annenin gebelikte sigara veya bazı ilaçlara maruz kalması |
Tanı Yöntemleri | Ayrıntılı öykü ve fizik muayene, cilt testi (prick testi), kan testleri (IgE), eliminasyon diyeti, gerekirse provokasyon testleri |
Tedavi Seçenekleri | Alerjen maddeden uzak durma, antihistaminik ilaçlar, gerekirse topikal steroid kremler, ağır vakalarda adrenalin oto-enjektörü, destekleyici tedavi |
Önleme Yöntemleri | Yüksek riskli bebeklerde ek gıdaya başlama zamanının uygun seçilmesi, ev ortamının toz ve alerjenlerden arındırılması, sigara dumanından uzak durulması, annenin emzirme sürecinde dikkatli olması |
Ne Zaman Doktora Başvurmalı | Ciltte yaygın döküntü, nefes almada güçlük, ağız veya yüzde ani şişlik, tekrarlayan kusma veya ishal, kilo alımında duraklama, huzursuzluk gibi ciddi bulgular varsa |
Bebeklerde Alerji Neden Ortaya Çıkar?
Bebeklerde alerjiyi, vücudun koruma sisteminin bir tür “yanlış alarm” vermesi olarak düşünebiliriz. Normalde süt proteini, yumurta veya bir polen gibi zararsız olan bir maddeyi, bağışıklık sistemi tehlikeli bir düşman gibi algılar. Bu “düşmana” karşı savaş açmak için de histamin gibi kimyasallar salgılar. İşte bu kimyasal salınım, bebeğinizde gördüğümüz o kaşıntılı döküntülere, burun akıntısına veya karın ağrısına neden olan şeydir.
Bu durumun temelinde yatan birkaç önemli faktör vardır. Bebeklerin bağışıklık ve sindirim sistemleri henüz olgunlaşmamıştır. Bu durum onları dış dünyadan gelen yeni maddelere karşı daha hassas hale getirir. Bir yetişkinin kolayca tolere edebileceği bir madde, bir bebekte alerjik reaksiyonu tetikleyebilir.
Alerji gelişiminde rol oynayan başlıca risk faktörlerini şöyle sıralayabiliriz:
- Anne, baba veya kardeşlerde alerjik hastalık (astım, egzama, saman nezlesi) öyküsü bulunması.
- Özellikle annenin alerjik bir bünyeye sahip olması.
- Bebeğin sigara dumanı gibi çevresel tahriş edicilere maruz kalması.
- Doğum şekli ve erken dönem beslenme gibi bağırsak florasını etkileyen faktörler.
- Ev tozu akarları, küf veya evcil hayvanlar gibi alerjenlerin yoğun olduğu bir ortamda yaşamak.
Bebeklerde Alerji Hangi Türlerde Görülür?
Bebeklik döneminde alerjiler genellikle üç ana başlık altında karşımıza çıkar. Her biri farklı belirtilerle kendini gösterebilir ve farklı yaklaşımlar gerektirir.
Gıda Alerjileri: Bu bebeklerde en sık rastladığımız alerji türüdür. Neredeyse tüm gıda alerjilerinin büyük bir çoğunluğundan sorumlu olan bazı temel besinler vardır. Çocuklarda en sık sorun yaratan gıdalar şunlardır:
- İnek sütü
- Yumurta
- Yer fıstığı
- Buğday
- Soya
- Ceviz, fındık, badem gibi ağaç kuruyemişleri
- Balık
- Kabuklu deniz ürünleri
- Susam
Özellikle inek sütü protein alerjisi (İSPA), yaşamın ilk yılında en sık karşılaşılan durumdur. Bebekler bu proteine mamalar aracılığıyla doğrudan veya anne sütü yoluyla dolaylı olarak maruz kalabilirler. Bu nedenle anne sütü alerjisi belirtileri genellikle inek sütü proteinine karşı gelişen reaksiyonlardır.
Atopik Dermatit (Egzama): Alerjik bünyeli çocuklarda sıkça görülen, kronik bir cilt rahatsızlığıdır. Cildin koruyucu bariyerinin zayıflaması sonucu oluşur ve kendini yoğun kaşıntı ile belli eder. Bebeklerde alerji kızarıklık ve kurulukla başladığında akla ilk egzama gelir. Genellikle yanaklarda, alında, eklem yerlerinin iç kısımlarında ve kulak arkalarında pürüzlü, kırmızı ve kuru lezyonlar şeklinde görülür. Bazen bu lezyonlar sulanabilir ve kabuklanabilir. Altta yatan bir gıda alerjisi, egzama alevlenmelerini tetikleyebilir.
Alerjik Rinit (Saman Nezlesi): Bu durum polenler, ev tozu akarları, küf sporları veya hayvan tüyleri gibi solunum yoluyla alınan alerjenlere karşı gelişir. Belirtileri tipik bir soğuk algınlığına benzese de ateş eşlik etmez. Genellikle 1 yaşından sonra daha belirgin hale gelir, çünkü alerjik yanıtın gelişmesi için alerjene tekrarlı maruziyet gerekir.
Bebeklerde Alerji Genel Olarak Hangi Belirtileri Gösterir?
Alerji, vücudun farklı sistemlerini etkileyebilir ve bu nedenle çok çeşitli belirtilerle ortaya çıkabilir. Ebeveynlerin bu belirtileri tanıması, erken teşhis için kritik öneme sahiptir.
Ciltte görülen belirtiler şunlardır:
- Kurdeşen (ürtiker)
- Kırmızı, kabarık ve kaşıntılı döküntüler
- Yanaklarda, eklem yerlerinde veya vücutta kuru, pürüzlü ve kırmızı lekeler (egzama)
- Göz kapaklarında, dudaklarda veya yüzde ani şişme (anjiyoödem)
- Ağız çevresinde kızarıklık
Sindirim sisteminde görülen belirtiler şunlardır:
- Fışkırır tarzda veya sık sık kusma
- Sulu veya sümüksü (mukuslu) ishal
- Dışkıda kan çizgileri görülmesi
- Şiddetli gaz sancıları ve karın ağrısı
- Beslenmeyi istememe
- Kilo alımında duraklama veya yetersizlik
- Tedaviye yanıt vermeyen reflü
Solunum sisteminde görülen belirtiler şunlardır:
- Hırıltılı veya hışıltılı nefes alıp verme
- Geçmeyen veya tekrarlayan kuru öksürük
- Sürekli devam eden burun akıntısı veya tıkanıklığı
- Sık sık hapşırma
- Gözlerde sulanma, kızarıklık ve kaşıntı
Anafilaksi (Alerjik Şok): Bu en ciddi ve acil tıbbi müdahale gerektiren alerjik reaksiyondur. Birden fazla organ sistemini aynı anda etkiler. Belirtileri aniden başlar ve hızla kötüleşebilir. Anafilaksi durumunda bir saniye bile kaybetmeden 112 Acil Servis aranmalı ve varsa epinefrin oto-enjektörü uygulanmalıdır. Anafilaksinin alarm veren belirtileri şunlardır:
- Nefes almada güçlük
- Dilde veya boğazda şişme hissi
- Ciltte solukluk veya morarma
- Ani başlayan ve tekrarlayan kusma
- Baş dönmesi, sersemlik veya bayılma
- Bebeklerde ani gevşeme ve tepkisizlik
0-3 Aylık Bebeklerde Alerji Kendini Nasıl Belli Eder?
Hayatın bu ilk evresinde bebeklerin beslenmesi neredeyse tamamen süte dayalıdır. Bu nedenle bu dönemde görülen alerjiler ezici bir çoğunlukla inek sütü proteinine (İSPA) bağlıdır. Bebek ister mama ile beslensin, isterse anne sütü alsın (annenin tükettiği süt ürünleri süte geçerek) bu proteine maruz kalabilir. Bu yüzden bebekte anne sütü alerjisi belirtileri bu aylarda dikkatle takip edilmelidir.
Bu yaş grubuna özgü en yaygın belirtiler genellikle sindirim sistemi ve ciltte yoğunlaşır:
- Şiddetli ve teskin edilemeyen ağlama nöbetleri (kolik)
- Yoğun gaz sancıları
- Sık ve bol miktarda kusma (reflüden daha şiddetli olabilir)
- Dışkının sümüksü (mukuslu) yapıda olması
- Dışkıda nokta veya çizgi şeklinde kan görülmesi
- İshal veya bazen inatçı kabızlık
- Yüzde ve saçlı deride başlayan egzama benzeri döküntüler
- Genel huzursuzluk ve uyku sorunları
Bu belirtilerin birçoğu (kusma, gaz, huzursuzluk) normal bebeklik döneminde de görülebildiği için kafa karıştırıcı olabilir. Ayırt edici nokta, alerjiye bağlı belirtilerin genellikle daha şiddetli, sürekli olması ve standart tedavilere yanıt vermemesidir.
4-7 Aylık Bebeklerde Alerji İçin Nelere Dikkat Edilmelidir?
Bu dönem, bebeklerin hayatında heyecan verici bir dönüm noktasıdır: katı gıdalara geçiş. Bu geçiş, bebeğin bağışıklık sistemini yepyeni proteinlerle tanıştırır ve bu da potansiyel alerjik reaksiyonlar için yeni bir kapı aralar.
Bu aylarda, bebeğiniz yeni bir gıda denedikten sonra ortaya çıkabilecek reaksiyonları dikkatle gözlemlemeniz gerekir. Alerjik reaksiyonlar genellikle gıdayı tükettikten sonraki ilk iki saat içinde ortaya çıkar, ancak bazen saatler hatta günler sonra da görülebilir. Yeni bir gıda denendiğinde dikkat edilmesi gereken belirtiler şunlardır:
- Ağız çevresinde veya vücutta ani beliren kızarıklık
- Kurdeşen tarzı kaşıntılı kabarıklıklar
- Dudaklarda, dilde veya yüzde şişme
- Ani başlayan kusma
- Şiddetli huzursuzluk
- Nefes almada zorluk veya hırıltı
- Mevcut egzamanın alevlenmesi
Bu dönemde alerjen tespiti için en güvenli yol, “tek tek deneme” kuralıdır. Yeni bir gıdayı, özellikle de bilinen alerjenlerden birini (yumurta, yoğurt, buğday gibi) denerken, üç gün boyunca başka yeni bir gıda vermeyin. Bu sayede bir reaksiyon gelişirse, sorumlusunun hangi gıda olduğunu kolayca anlayabilirsiniz.
8-12 Aylık Bebeklerde Alerji Belirtileri Değişir mi?
Bebeğinizin 8-12 aylık döneme girmesiyle birlikte hem yediği gıdalar çeşitlenir hem de hareketliliği artar. Emekleyerek, sıralayarak ve belki de ilk adımlarını atarak çevreyi keşfeder. Bu durum hem yeni gıda alerjenleriyle hem de çevresel alerjenlerle tanışma olasılığını artırır.
Bu yaş grubunda gıda alerjisi belirtileri devam ederken, tabloya yeni oyuncular da eklenebilir. Artan hareketlilikle birlikte bebeğiniz, halılardaki ev tozu akarları, koltuklardaki hayvan tüyleri veya nemli ortamlardaki küf sporları gibi ev içi alerjenlerle daha yoğun temas eder. Bu durum daha önce olmayan bazı solunumsal belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Bu dönemde yeni ortaya çıkabilecek çevresel alerji belirtileri şunlardır:
- Geçmeyen burun tıkanıklığı veya akıntısı
- Özellikle sabahları belirgin olan hapşırma nöbetleri
- Gözlerde kaşıntı ve sulanma
- Nedeni bulunamayan kuru öksürük
- Tekrarlayan kulak enfeksiyonları
Bu belirtiler “alerjik yürüyüş” olarak bilinen sürecin bir parçası olabilir. Alerjik yürüyüş, genellikle bebeklikte egzama veya gıda alerjisiyle başlayan alerjik tablonun, ilerleyen yaşlarda alerjik rinit ve astım gibi solunumsal alerjilere doğru evrilmesidir.
Doktorlar Bebeklerde Alerji Teşhisini Nasıl Koyar?
Bebeğinizde alerjiden şüphelendiğinizde, ilk yapmanız gereken bir çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurmaktır. İnternetten veya çevreden duyulan bilgilerle kendi kendinize teşhis koymaya çalışmak veya bebeğinizin diyetinden gelişim için önemli besinleri çıkarmak, yarardan çok zarar getirebilir.
Doktorunuzun teşhis koymak için izleyeceği yol genellikle birkaç adımdan oluşur.
- Ayrıntılı Öykü Alınması: Bu teşhisin en önemli parçasıdır. Doktorunuz, belirtilerin ne olduğunu, ne zaman başladığını, ne kadar sürdüğünü, hangi durumlarda artıp azaldığını ve ailede benzer bir durum olup olmadığını detaylıca sorgulayacaktır. Sizin tutacağınız bir belirti günlüğü bu aşamada çok değerli bilgiler sunar.
- Fizik Muayene: Bebeğinizin cildi, solunum sistemi ve genel durumu dikkatlice muayene edilir. Aktif egzama lezyonları, hırıltı gibi bulgular aranır.
- Alerji Testleri: Doktorunuz gerekli görürse, şüpheleri doğrulamak veya dışlamak için bazı testler isteyebilir. Bu testler şunlardır.
- Deri Delme Testi (Prick Test): Alerjen özütlerinin cilde damlatılıp küçük bir çizik atılmasıyla yapılır ve 15-20 dakikada sonuç verir.
- Spesifik IgE Kan Testi: Kanda belirli bir maddeye karşı üretilen antikor miktarını ölçer.
- Besin Yükleme Testi: Teşhisin kesinleştirilmesi gereken durumlarda, şüpheli besinin doktor gözetiminde, hastane ortamında bebeğe verilerek reaksiyonun gözlemlendiği “altın standart” yöntemdir.
Test sonuçlarının bir uzman tarafından, bebeğin klinik öyküsüyle birlikte yorumlanması gerektiğini unutmamak çok önemlidir.
Bebeklerde Alerji Durumunda Ne Yapılmalıdır ve Nasıl Tedavi Edilir?
“Bebek alerji olursa ne yapmalı?” sorusunun cevabı, durumu bir uzmanla birlikte yönetmektir. Tedavinin temel taşı, teşhis edilen alerjenden kaçınmaktır. Ancak yönetim sadece bundan ibaret değildir.
Tedavi ve yönetim planı genellikle şu bileşenleri içerir:
Alerjenden Uzak Durma:
- Gıda alerjilerinde, o gıdayı içeren tüm paketli ürünlerin etiketlerini okuyarak diyetten tamamen çıkarmak.
- Anne sütü alan bebeklerde alerji belirtileri varsa, annenin diyetinden şüpheli besini (genellikle süt ürünleri) çıkarması.
- Ev tozu akarı alerjisinde, yatak ve yastıklar için özel kılıflar kullanmak, halıları azaltmak ve HEPA filtreli süpürgeler kullanmak.
Belirtileri Giderici İlaçlar:
- Kaşıntı ve döküntüler için antihistaminik şuruplar.
- Egzama için kortizonlu veya kortizonsuz özel kremler.
- Solunumsal belirtiler için burun spreyleri veya nefes açıcı ilaçlar.
Acil Durum Planı ve Epinefrin:
- Anafilaksi riski olan her bebek için yazılı bir acil durum eylem planı oluşturulmalıdır.
- Bu bebekler için reçete edilen epinefrin oto-enjektörünün (kalem şeklinde adrenalin iğnesi) her zaman yanınızda bulunması ve nasıl kullanılacağının bilinmesi hayati önem taşır.
Cilt Bakımı:
- Egzamalı ciltler için en önemli tedavi, cildin nem bariyerini onarmaktır. Bunun için cildin her gün, günde birkaç kez, parfümsüz ve hipoalerjenik bir nemlendirici ile nemlendirilmesi gerekir.
Bebeklerde Alerji Gelişmesini Önlemek Mümkün müdür?
Alerjiyi yüzde yüz önlemenin sihirli bir formülü olmasa da son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar riski azaltmak için atılabilecek önemli adımlar olduğunu göstermiştir. Özellikle gıda alerjilerini önlemede eski yaklaşımların tam tersi sonuçlar veren yeni ve etkili yöntemler öne çıkmıştır.
Güncel önleme stratejileri şunlardır:
- Alerjenik Gıdalarla Erken Tanıştırma: Eskiden alerjenik gıdaların (yumurta, yer fıstığı, süt ürünleri) bebeklere 1 yaşından sonra verilmesi önerilirdi. Artık biliyoruz ki bu yaklaşım alerji riskini artırabiliyor. Güncel öneri, 4-6 ay civarında ek gıdaya başlandığında, bu potansiyel alerjenlerin bebeğin diyetine küçük miktarlarda ve düzenli olarak eklenmesidir. Bu bağışıklık sisteminin bu gıdaları “tehdit” olarak algılamak yerine onlara “alışmasını” (tolerans geliştirmesini) sağlar. Yüksek riskli bebeklerde bu sürecin mutlaka doktor kontrolünde yapılması gerekir.
- Annenin Dengeli Beslenmesi: Hamilelik veya emzirme döneminde annenin alerji olur korkusuyla diyetinden temel besin gruplarını çıkarması önerilmemektedir. Annenin çeşitli ve dengeli beslenmesi en doğrusudur.
- Sigaradan Mutlak Uzak Durma: Bebeğin anne karnında veya doğduktan sonra sigara dumanına maruz kalması, kanıtlanmış bir alerji ve astım risk faktörüdür.
- Anne Sütü: Mümkün olan en uzun süre anne sütü ile beslenme, bebeğin bağışıklık sistemini destekleyerek genel sağlığına katkıda bulunur.

Prof. Dr. Durgül Yılmaz, İzmir’de ve Türkiye genelinde en iyi çocuk doktorlarından biri olma hedefiyle çalışmakta olup, İzmir ve Türkiye genelinden gelen hastaları kabul etmektedir. 25 yılı aşkın süredir çocuk sağlığı ve hastalıkları alanında çalışmakta, akademisyenlik ve profesörlük kariyerini Dokuz Eylül Üniversitesi’nde tamamlamış ve çocuk acil yan dal uzmanı olmuştur. Akademik çalışmaları çocuk acil, travma, zehirlenmeler ve yoğun bakım gibi alanlarda yoğunlaşan Prof. Dr. Durgül Yılmaz, çok sayıda ulusal ve uluslararası yayına katkı sunmuştur. Şu anda İzmir Urla’daki kliniğinde bebeklikten ergenliğe kadar çocukların sağlıklı gelişimini izlemekte; tanı, tedavi ve koruyucu sağlık hizmetleri sunmaktadır.